Eminim bu sadece benim hayalim değildi, biliyorum aranızda Flamenko topraklarına gitmenin hayaliyle yaşayan insanlar var benim gibi ya da tekrar ziyaret etmek isteyenler ama nasıl yapsam etsem de gitsem diyenler…
Yıllarca benim için bir imkansızlık gibi görünen bu seyahat sonunda gerçekleşti ve biliyor musunuz aslında o kadar da zor değildi… Oralardayken bilgi toplayıp durdum Sevilla’nın bizim gözümüzden bir rehberini hazırlamak için ve şimdi sizinle paylaşıyorum, siz de hayalinize en kısa zamanda kavuşun umuduyla…
1 – Önce uçak biletlerine bir göz atın
Yolculuğun en önemli masraflarından birisi elbette uçak bileti, ben daha gitmeye karar vermeden önce bilet fiyatlarını kontrol etmeye başlamıştım. Iberia Havayolları da İspanya için bir diğer seçenek olsa da ben gelenek icabı Spanair firmasının biletlerini takip ettim. Sevilla’ya direk uçuşu olmadığı için yolculuk İstanbul-Barcelona-Sevilla ve Sevilla-Barcelona-İstanbul şeklinde olacaktı. Karar vermeden önce bu biletlerin hepsi yaklaşık 280€ civarındaydı ama ben hem ilk kez gidecek olmanın acemiliği hem de “ya vize vermezlerse”nin telaşıyla vizeyi aldığım güne kadar bekledim biletleri satın almak için. Aldığım gün ise fiyat yaklaşık 600€ olmuştu :/ iki katı kadar fiyat ödemek zorunda kaldım ki bunu kimseye önermiyorum. Ayrıca elbette benim gittiğim tarihte Sevilla Bienali’nin başlayacak olmasının çok büyük etkisi vardı.
Gitmeden önce Endülüs’ün önemli festivallerinin olduğu tarihlere dikkat etmek gerekiyor. Mesela Sevilla’da;
Flamenco Bienali 2010’da 15 Eylül – 9 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti.
Kutsal Hafta – Semana Santa
2011’de 17 – 24 Nisan, 2012’de 1 Nisan – 8 Nisan arası tarihlerde kutlanacak.
Feria de Sevilla
2011’de 3 – 8 Mayıs, 2012’de 24 – 29 Nisan,
2013’te 16 – 21 Nisan, 2014’te 29 Nisan – 4 Mayıs,
2015’te 21 – 26 Nisan, 2016’da 12 -17 Nisan tarihleri arasında yapılacak.
Jerez de la Frontera’nın flamenco festivali
2010’da 25 Şubat – 12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Eylül 1’de Endülüs’te okullar açılıyor ve tüm dünyadan Flamenkocular buraya seyahat ediyor. Bu yüzden biletleri önceden almakta fayda var çünkü eğer evraklarınızda bir sorun yoksa vizenizi rahatça alıyorsunuz.
Bilet arayışında kullanabileceğiniz en iyi sitelerden birisi skyscanner.net. Siz seyahat rotanızı giriyorsunuz ve sistem sizin için tüm uçuş firmalarını kontrol ederek fiyat sıralamasıyla önünüze seriyor.
Ucuz biletle ilgili söylenmesi gereken bir şey daha, İspanya’ya giden insanlar, deneyimlilerse veya gözleri karaysa başka yolları da tercih ediyor. Avrupa içerisinde seyahat etmek çok ama çok ucuz. Örneğin Almanya’dan diğer yerlere çok ucuza biletler var, 1-10 € arasında bile bilet bulma olasılığınız var. Bu biletleri internette bulamazsınız, bunlar firmaların son anda satışa sundukları (last minute) sınırlı sayıdaki biletler. Havalimanına gidiyorsunuz ve ekranları kontrol ediyorsunuz. Ryanair ve Germanwings ise internet üzerinden fırsatları takip edebileceğiniz tavsiye edilen firmalardan bir kaçı. İtalya’dan da Sevilla’ya 8 €’ya bilet bulan insanlar tanıdım. Gerçekten çok komik fiyatlar. Eğer bu şekilde bir seyahat yapacaksanız ilk gireceğiniz ülkeye vize almanız gerekiyor ve tabiî ki Endülüs’e gittiğinizde durumu gümrükte iyi bir şekilde açıklamanız. Aslında tek başına yolculuk yapmayacaksanız denenebilir bir yöntem. İstanbul’dan Almanya veya İtalya’ya veya diğer Avrupa ülkelerine ucuza bilet bulmak artık çok kolay.
2- Vize başvurusundan önce gideceğiniz yerdeki otel rezervasyonu yaptırın
Vize başvurusu yaparken kalacağınız yer konusu önemli, eğer birinin yanına gidecekseniz karşı tarafın size bir davetiye mektubu yollaması gerekiyor, o mektubu kendi ülkesindeki resmi kurumlarca hazırlatması gerekiyor vs.. biraz karışık bir iş.
Benim bir önerim var, www.booking.com diye güzel bir site var internet üzerinden otel rezervasyonu yapabildiğiniz.
Buradan gideceğiniz kentteki otel, hostel veya pansiyonlara fiyat sıralamasıyla ulaşabiliyorsunuz. Bunlar arasında birçoğu (açıklamalara dikkat etmek gerekiyor) varış tarihinizden bir gün öncesine kadar rezervasyonunuzu tutuyor. Rezervasyonunuzu yaptıktan sonra site size güzel bir çıktı veriyor ve bu çıktıyı Konsolosluğa rahatça sunuyorsunuz. Ola ki orada kalmaktan vazgeçtiniz, dediğim gibi rezervasyonunuzu son güne kadar iptal etme hakkına sahip oluyorsunuz.
3 – Vize – Pasaport İşlemleri
Eğer şimdiye kadar hiç pasaportunuz olmadıysa, artık yeni çıkarılan çipli pasaportlardan edinmeniz gerekiyor. Pasaport işini vize işlemlerinden bir kaç hafta önce halletmeye çalışın ki içiniz rahat olsun, çipli pasaportların başvurudan sonra teslim alınması bir haftayı buluyor diye duydum.
Pasaport başvuruları Emniyet Müdürlüklerine yapılıyor. Eski pasaportlarının süresini uzatmak isteyenler ise (eski pasaportlar 2015 yılına kadar geçerli, sonrasında çipli pasaporta geçiş yapılacak) başvurudan sonra pasaportlarını 1-2 gün içinde alabiliyorlar (başvurulan Emniyet Müdürlüğü’nün yoğunluğuna bağlı olarak). Masraf konusunda ise ilk kez alacaklar için defter bedeli de ekleniyor harç bedeline, süresini uzatmak isteyenler için ise sadece harç bedelleri geçerli.
Birkaç aylığına gidecek olsanız bile konsoloslukların pasaport süresinin 6 aydan fazla olmasını istediklerini duydum, siz biraz daha para hazırlayıp en az 1 yıllık süreli yaptırın pasaportlarınızı.
Umuma Mahsus (Lacivert) ve Çipli Pasaport Harçları
6 AYLIK, HARÇ 65 TL, DEFTER BEDELİ 50 TL, TOPLAM 115 TL
1 YILLIK, HARÇ 95 TL, DEFTER BEDELİ 50 TL, TOPLAM145 TL
2 YILLIK, HARÇ 155 TL, DEFTER BEDELİ 50 TL, TOPLAM 205 TL
3 YILLIK, HARÇ 220 TL, DEFTER BEDELİ 50 TL, TOPLAM 270 TL
3 YIL ÜSTÜ, HARÇ 310 TL, DEFTER BEDELİ 50 TL, TOPLAM 360 TL
Vize işlemleri için ise Ankara veya İstanbul’daki İspanya Konsolosluklarına başvuruyorsunuz. İzmir’de yaşayanlar İstanbul’dan alıyorlar pasaportlarını. Konsolosluğu aradığınızda yaşadığınız şehrin nereye bağlı olduğunu öğrenebilirsiniz.
İspanyol Konsolosluğu’nun web sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Vize için gerekli evraklara ve başvuru formlarına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Siz en güzeli gerekli evraklar listesi önünüze alın ve konsolosluğu arayarak evrakları onlardan teyit edin. Sonrasında ise evrakları hazırlayıp konsolosluğu arayarak randevunuzu alın ve size verilen tarih ve saatte konsolosluğa giderek sıranızı bekleyin.
Başvurunuzu teslim aldıklarında size bir kağıt veriyorlar ve o kağıtla her kim giderse vizeyi ona teslim ediyorlar, kargo ile yollamıyorlar.
Bu arada vize işlemleri için gerekli belgeleri hazırlamak size zor geliyorsa aracı firmalara başvurabilirsiniz, ancak belirtmeliyim ki İstanbul’daki konsolosluktaki insanlar gayet kibarlar, işinizi zorlaştırmak için uğraşmıyorlar. Vizeniz de en erken 1 hafta sonunda elinize geçiyor.
Vize başvuru ücreti 60 € ve başvuru esnasında TL olarak Konsolosluğa ödeniyor.
Ben giderken turistik vize başvurusu yapmıştım, en fazla 3 ay kalabiliyorsunuz, orada gideceğiniz okuldan bir davetiye mektubunu da evraklarınızın arasına koymanız çok önemli. Okulunuzla yazışıyorsunuz ve ne kadar süre eğitim alacaksanız ona göre okula belli bir miktar para yatırmanız karşılığında size davetiye mektubunu yolluyorlar. Mektubunuzu vize başvurusundan en az iki hafta önce halledin çünkü mektubun gelmesi biraz zaman alabilir.
Önemli konulardan birisi ise şu elbette; Konsolosluk banka hesabınızda orda yaşamanıza yetecek miktarda para olup olmadığına bakıyor ve bu miktarın yüksek olması olumlu bir etki yaratıyor. Ben derim ki paranızı biriktirirken banka hesabı kullanın, yüklü miktar bir parayı son anda yüklemeniz de iyi bir etki yaratmıyor, paranın uzun süre içinde birikmiş olması çok daha iyi. En iyisi siz şimdiden ailenizden, arkadaşlarınızdan biraz biraz kırparak banka hesabınıza para atmaya bakın.
4 – Konaklama
Yolculuktan önce halledilmesi gereken en önemli konulardan bir diğeri ise konaklama işi.
Orada kalacağınız yeri ayarlamak için çalışan aracı kurumlar veya aracı insanlar var daha önce İspanya’ya yolculuk yapmış arkadaşlarımdan öğrendiğim üzere. Ödemeyi bu kişilere yapıyorsunuz ve onlar portföylerindeki evlerden birisine sizi yerleştiriyor. Elbette onlara ödediğiniz fiyat evin bedelinden daha yüksek. Ancak ben öyle yapmadım, kalacağım yeri kendim ayarladım.
Sevilla’da insanlar, insanların ev yaşantısı, ev paylaşımı açıkçası bizimkinden baya farklı. Sevilla’ya çok fazla dışardan gelen insan olması, bunların flamenko için geliyor olması ve bence flamenko ile uğraşan insanların kişiliklerinin olumlu yönde farklı bir yapıda olması nedeniyle Sevilla’da yaşayan insanlar evlerini rahatça başkalarıyla paylaşabiliyorlar. Orada birçok insan evinin odalarını kiraya veriyor. Sadece öğrencilerden bahsetmiyorum, bizim öğrenci evi diye tabir ettiğimiz tarz, çalışan insanlarda da geçerli, evler hep birkaç kişi arasında paylaşılıyor. İnsanlar sürekli yer değiştirdiği için de ev veya ev arkadaşı bulabilmek çok kolay ve bunun için web sitelerini kullanıyorlar. Siteler bu tür ilanlarla kaynıyor.
Bu rahatlığın bana alışılmışın dışında gelmesinin sebebi insanların hiç tanımadan birbirine güveniyor olmasıydı, gittiğimde gördüm ki orada insanlar arasında başka bir ilişki, başka bir mesafe var. Başka bir yaşam tarzı sahip oldukları ve bizden çok çok fazla bir güven duyguları var.
Ev hayatıyla ilgili yaşadığım bir kaç şeyi paylaşmak istiyorum sizle. Benim kaldığım evde buzdolabına tencere sokan ilk insan ben oldum mesela :) onlar öğünlük yedikleri için dolapta tencere biraz garip geliyor. İlk zamanlar yaptığım yemekleri yerken her zaman ev arkadaşlarımı da davet ediyordum onlar da hep teşekkür edip yemiyorlardı. Sonra baktım kendileri yemek hazırladıklarında beni davet etmiyorlar. İlk başta “adam bi sorar” diye tamamen türkçe içimden geçirdiysem de sonraları alışmaya başladım bu duruma. Buzdolabında herkesin bir katı var, mutfaktaki dolaplar da aynı şekilde, düşünüyorum da bizim öğrenci evinde böyle bir ayrım olsa biz bunu tamamen duygusal olarak algılar, sinir olurduk. Ya da herkes kendi bulaşığını fazla bir zaman geçirmeden yıkıyor, kimse evin içinde puffff kaşık kalmamış, tabak kalmamış diye laf çarptırarak gezmiyor, ya da kapıları çarpmıyor :) Bunları gördükten sonra, insanların birbiri arasındaki bu samimiyet ve mesafe dengesinin gerçekten çok iyi kurulduğunu ve işe yaradığını anladım.
Fazla uzatmadan bu odaları nasıl bulacaksınız ona geçelim. Aşağıda yazdığım sitelerde size uygun birçok ilana rastlayabilirsiniz. Sorun şu ki ilanların çoğu İspanyolca, tabi şansınız varsa İngilizce bilen birilerine rastlayabilirsiniz. Benim önerim yanınıza İspanyolca bilen birini alın ve ilanlara beraber göz atın. Eğer başkalarının da kaldığı bir evde bir oda arıyorsanız aramanızı “piso compartido” (paylaşılan daire) veya “habitacion en alquiler” (kiralık oda) olarak yapın.
- http://www.pisocompartido.com/
- http://www.habitamos.com/
- http://www.apartamentossevilla.com/
- http://www.easypiso.com/
- http://www.compartimoscasa.com/
- http://www.mundoanuncio.com/
- http://www.campusanuncios.com/
- http://www.tusanuncios.com/
- http://www.enalquiler.com/
- http://www.pisos.com/
- http://www.pisosyalquiler.com/
- http://www.fotocasa.es/
- http://www.buscocasa.com/
- http://www.enalquiler.com/
- http://www.milanuncios.com/alquiler-de-pisos-en-sevilla/
- http://www.idealista.com/pagina/portada
Benim bulduğum daire Triana’daydı, evin ve yerinin güzelliği ve ev arkadaşlarım bakımından inanılmaz şanslıydım. İlana bu sitelerden birinden başvurdum.
Sevilla’da birçok evde şöyle bir sistem var. Örneğin; ilanı veren kız benim orada olacağım tarihte odayı boşaltıyordu ve odasını bana kiraladı. Bir de benden depozito (fianza) olarak bir kira bedeli aldı. İlk önce bu duruma çok bozuldum çünkü mailleşirken bu detayı konuşmamıştık ve ben parayı bir daha görmeyeceğim bir insana verecektim. Sonra bana sistemden bahsetti, o da bu odayı ilk tutarken odadan ayrılana depozito ödemiş. Bana evden ayrılacağım tarihte sitelere ilan verebileceğimi ve oda için bir kiracı bulup depozitomu ondan alabileceğimi söyledi. Bu depozito (fianza) sistemi şu işe yarıyor, verdiğin parayı alabilmek için odanı çıkmadan önce kiralamaya uğraşıyorsun ve böylelikle ev sahibi ya da diğer kişiler boşalan odaya kiracı bulmakla uğraşmıyor. Tüm evlerde bu sistem olmayabilir, ilanları kontrol etmek lazım, ilanlarda fianza diye geçecektir eğer varsa.
İlk başta, ben kimseyi tanımıyorum nerden bulurum yerime birini diye kara kara düşünürken çıkmama bir ay kala evin şahane fotoğraflarını çekip yukarıdaki sitelere ilan bıraktım ve odaya dünyanın dört yanından başvuru yağdı, telefonum hiç susmadı :) hatta evden ayrılacak diğer ev arkadaşımın odasına bile talip bulduk. Depozitoyu erkenden ödeyerek odaya rezervasyon yapma şartını koyduğum için de, ödemeyi yapan bir kıza bir ay öncesinden dairemi kiraladım.
Benim evin o fotoğraflarından bir tanesi ve işte en etkilisi :))
Siteleri gezerken göreceksiniz, insanlar ilan verirken pek uğraşmıyor fotoğraflarla vs. O yüzden sizin güzel fotoğraflarla ve detaylı bilgilerle süsleyip hazırladığınız bir ilana ordan burdan başvuru yağıyor.
Ev içerisinde yine ilanlarda göreceğiniz gibi genellikle faturaları paylaşıyorsunuz. Su faturası, apartman aidatı da içinde olmak üzere geliyor ve ismi “comunidad”, yaklaşık 20-30€ civarında olması lazım, elektrik (electricidad) 30€, internette 30€ civarında ve tüm faturalar toplanıp evdeki kişi sayısına bölünüyor.
Benim kiram aylık 250€ idi ve ben geçtiğimiz Eylül’de yine o civarda aylık 150€ olan daireler de görmüştüm. Evden beklentinize bağlı. Benim Triana’da bir oda aramamın sebebi okulumun o bölgede olmasıydı ama sonradan gördüm ki okula o kadar yakın olması için uğraşmaya pek gerek yok çünkü Sevilla’da şehir içi ulaşım çok kolay.
5 – Sevilla’ya ilk adım…
Vize alındı seyahat yapıldı ve Sevilla havaalanına inildi.
Yapacağınız ilk iş turizm ofisine uğramak olsun. Tabi o saatler siestaya denk geldiyse bende olduğu gibi turizm ofisinde yeller esiyor olabilir. Bu siesta işine alışsanız iyi olur çünkü her işinizi ona göre ayarlayacaksınız bundan sonra ve bizim hiiç mi hiç alışkın olmadığımız bir gelenek.(İspanya’da hafta içi işyerleri sabah 8-9 gibi açılıyor ve saat 14:00’te her yer kapanıyor – cafe ve barlar dışında- ta ki saat 17:00’ye kadar, 17:00den sonra genelde 20:00-21:00 saatlerine kadar açık oluyorlar, Cumartesi günleri saat 14:00’e kadar çalışıyorlar, öğle sonraları dükkanlar kapalı, Pazar günleri ise tüm gün dükkanlar kapalı oluyor, işte biz, sadece bu kapalı oldukları zaman dilimlerinde boş vakti olanlar için azap niteliğindeki sisteme siesta diyoruz)
O halde havalimanındaki kitapçıya girip bir harita (mapa) satın alın önce, çünkü o harita sizin her şeyiniz olacak ve büyük ihtimalle ellerinizde parçalanacak kullana kullana. Sevilla’da çok güzel bir seramik alışkanlığı var. Apartman içlerinde, cafelerde, sokaklarda seramik süslemelere bolca rastlayacaksınız. Sokakların isimleri sokağın bir başında bir sonunda seramik harflerle yazılı, harita elinizdeyken Sevilla’da gideceğiniz yere ulaşmak çok zevkli, hatta oyun gibi. Kaybolmanıza falan da imkan yok, yapılar, sokaklar fazlasıyla düzenli, labirent gibi harita elinizde dolaşıyorsunuz.
Yükünüz ağırsa bilemem ama dönüşte Sevilla’yı yüklenip döneceğiniz göz önüne alınırsa valiziniz çok ağır olmasa gerek. O yüzden havalimanından merkeze inmek için otobüsü kullanabilirsiniz taksinin yanı sıra. Otobüsün numarası EA (Especial Aeropuerto) ve bu otobüs merkeze yakın olan San Sebastian durağına (Prado de San Sebastian) kadar gidiyor. Bilet ücreti 2,40€
Sırasıyla duraklar;
Aeropuerto – Kansas City – Estación de Santa Justa (Santa Justa tren istasyonu) – Luis de Morales – San Francisco Javier – Carlos V – Prado San Sebastián
San Sebastian durağına varınca oradan Sevilla’nın birçok yönüne giden otobüsleri kullanabilir, kalacağınız yere kolayca ulaşabilirsiniz.
6 – Sevilla’da şehir içi ulaşım
Sevilla’da şehir içi ulaşım inanılmaz kolay. En önemlisi ve en güzeli sahip oldukları bisiklet sistemleri, ismi Sevici. Öncelikle üye oluyorsunuz. Üyelik bedeli bir yıllık kullanım için 20€, haftalık alırsanız 10€. Sizden bir banka hesabı vermenizi istiyorlar eğer bisikletin başına bir iş gelirse cezasını tahsil edebilmek için.
Şehir içerisinde her bölgede çok fazla sayıda (toplam 290) bisiklet istasyonu var. Burada kilitli halde makineye bağlı bisikletler duruyor. Siz kartınızla bisikletlerden birini alıyorsunuz ve gideceğiniz yere yakın bir istasyona bırakıyorsunuz. Eğer bunu yarım saat içinde yapabilirseniz para ödemiyorsunuz. Uzun süreli kullanırsanız bisikletin sizde olduğu ilk saat için 0,50€ (haftalık kartta 1€) devam eden her saat için 1€ (haftalık kartta 2€) ödüyorsunuz. Sevilla’da yollar gerçekten çok düzgün olduğu ve trafik kabusundan eser olmadığı için insanların bir çoğu ulaşımını bisiklet ile sağlıyor.
Elbette otobüsleri de kullanabilirsiniz, bizdeki kentkart gibi onların da otobüs kartları var ve kart kullanırsanız otobüs ücreti 0,60€, bilet alırsanız 1,20 € civarında. Sevila şehir içi ulaşım rotalarını ve otobüs numaralarını Tussam‘ın web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Ayrıca en keyifli tarafı şu ki Sevilla’da birçok mesafeye yürüyerek çok rahat ulaşabilirsiniz. Harita gözünüzde büyük gibi canlanmasın, Sevilla küçücük bir yer. Mesela merkezden (Macarena bölgesinden) Triana’ya yürümek 15-20dk gibi bir süre.
Ola ki lazım olursa diye taksilerin telefonları ise şöyle;
Eurotaxi Sevilla, Tel: 954 476 060
Radio-Taxi Giralda, Tel: 954 675 555
Radio-Taxi, Tel: 954 580 000
Tele-Taxi, Tel: 954 622 222
Havalimanı’ndan Triana’ya taksi ile gitmek yaklaşık 25€ civarında.
7 – Telekomünikasyon
Eğer İspanya’da uzun süre kalacaksanız ailenizle veya şehirdeki arkadaşlarınızla daha rahat görüşebilmek için İspanyol telefon firmalarının birinden bir hat satın alabilirsiniz. Çünkü Türkiye’de kullandığımız hatları orada kullanmak sizin için çok büyük bir masraf olacak. İspanyol telefon firmalarından Yoigo, Orange, Vodafone veya Movistar’dan bir tanesini seçebilirsiniz. 15-20€ gibi bir ücret karşılığında hattınız elinizde ve gün içerisinde kullanıma hazır. Tarifelerini öğrenmek için firmalara bir göz atmak lazım. En az 5€ tutarında hattınıza kontör yükleyebiliyorsunuz (recargar).
Diğer bir opsiyon da ankesörlü telefonlar, kullanmak üzere kart satın alabilirsiniz büfelerden. Ayrıca yine buna benzer bir kart daha var, kartın üzerinde bir kod oluyor. Üzerinde yazan numarayı arayarak kodu giriyorsunuz, sonrasında arayacağınız numarayı giriyorsunuz ve cep telefonunuzdan kartı kullanabiliyorsunuz.
8 – Sevilla’da yeme içme gezme tozma
İlk müjdeli haber; Sevilla’da çeşmeden su içiliyor :)
Eğer çok fazla para harcamak istemiyorsanız yemeklerinizi evde yapmayı şiddetle öneriyorum. Eğer yemek yapmakla aranız yoksa gitmeden önce annenizden yemek tariflerini mutlaka alın. Mutfak malzemeleriniz evinizde zaten hazır halde olacak eğer yoksa hiç üzülmeyin Çinliler Sevillayı istila etmiş durumda, her yerde bir çin dükkanına rastlayabilirsiniz ve ev için araç gereç tüm alışverişlerinizi çok ucuz fiyatlara oradan yapabilirsiniz.
Sevilla’daki süpermarketlerden de biraz haber verelim.
En ucuz süpermarket Lidl isminde. Onun dışında El Jamon, Mas, Dia gibi süpermarketlere de rastlayacaksınız. Siteleri şöyle bir kontrol ederseniz şaşırtıcı olarak fiyatların bizdekinin neredeyse yarısından da az olduğunu göreceksiniz. Mesela içinde et, süt, yumurta, sebze, çikolata.. vs olan bir haftalık bir alışveriş yaklaşık 15€ civarında tutuyor. İşte bu yüzden şiddetle evde yemek yemenizi öneriyorum.
Mekanlara gittiğinizde ise elbette Sevilla’nın meşhur tapaslarından (meze) tatmanız gerekiyor. Ufak tabakta bir tapas 2-3€ civarında.
Oralarda alkol de çok ucuz, şarap, bira yaklaşık 1-2€ civarında. Cruzcampo isimli bir biraları var, tadı efes gibi olmasa da biradır sonuçta :) şargoz diye tanımlayabileceğimiz benim pek sevdiğim tinto de verano da aynı şekilde 1,5-2€ civarında, sangria biraz daha pahalı 2,5€. Ancak görüyoruz ki yine bizden daha ucuz fiyattalar.
Sevilla’nın tapas diye bir gerçeği var :) Ana yemekleri sanki pek yok gibi, tabiki özel restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. Belirteyim ki Sevilla’da barlarda ayakta durma alışkanlığı var. Öyle bizdeki gibi masalarda oturmuyorlar. İnsanlar ayakta içiyor, yiyor, müzik dinliyor, sohbet ediyor. O yüzden yiyecekleri hep atıştırmalık. Önemli bir detay var fotoğrafta, yukarıda asılı jamonlar, tapas barlarda tepelerde bolca göreceksiniz onları, domuzların butlarından yapılıyor, İspanyol mutfağının en önemli tapaslarından bir tanesi kendisi.
Sevilla’da tapasları tadıp içeceğinizi yudumlarken Flamenkoya aşık insanlar arasında gösterileri izleyebilir, fiestalara katılabilirsiniz… Bu mekanlar ile ilgili detaylı yazımız bir sonrakine…
Bana göre Sevilla inanılmaz bir şehir, aşık olmak neredeyse imkansız, daracık sokakları, insanları, yaşam tarzı, flamenko aşkı… Orada bulunduğum süre içerisinde bu güzelliklerin tadını çıkarmaya çalıştım ve her anından büyük bir keyif aldım. Aynı şeyleri hissedeceğinize eminim..
Elimden geldiğince orada yaşadığım deneyimleri sizlerle paylaşmaya çalıştım, umarım bir yararı dokunacaktır. Kendi imkanlarınızla gidebilmenin kılavuzu bir nevi…
Daha uzun sürelerde gitmeyi düşünenler varsa aranızda, Sevilla’nın çok büyük bir üniversitesi var, Sevilla Üniversitesi, Türkiye’deki eğitiminizi orada devam ettirerekte uzun süreli bir vize ile Sevilla’da yaşayabilirsiniz. Bunun yanında Avrupa projeleri kapsamında yer alarak veya ülkemizdeki çeşitli kurumlardan burslar ayarlayarak oradaki müzik okullarında eğitim alma şansınız var.
En kısa zamanda Endülüs’te olmanız dileği ile…
Rasime’cim, harikasin, aslansin ve hatta canavarsin! Ne guzel derlemissin bilgileri ve detayli bir sekilde yazmissin, ellerine saglik!
Sevilla veya Endulus’e gelmeyi dusunen arkadaslar bana da yazabilirler dilerlerse, mail adresim: flamenkom@hotmail.com.
Kalbinizin sesini duyabilme ve dinleyebilme cesareti yaninizda daim olsun!
Sen bir tanesin, bu güzel yorumun için çok teşekkür ederim, ayrıca herkese duyurulur ki Türkiyenin ilk flamenko dansçılarından Asime Can Özözer Sevilla’da ve söylediği gibi ona sormak istediğiniz konular için ulaşabilirsiniz.
Senin o “arzuların trenine binip korkuların esiri olmamak” sözünü unutmadım :)
bindim gittim bende, şimdi onları paylaşıyorum..
seni çok ama çok öpüyorum
Rasicim sana sadece OLE! diyebiliyorum.Yaşadığı güzel şeyleri esirgemeden paylaşabilmek özel insanlara mahsustur.Endülüs’ün pahası flamenkoyu bu kadar seven insanlar olduktan sonra zaten biçilemez:)un abrazo muy fuertee. OLE!
Suna, sizin gibi özel flamenko kadınlarını tanıdığım için gerçekten çok mutluyum, varlığınız bana enerji veriyor, uzağımda olsanız bile.. ve ben flamenkonun böyle özel insanlarla ilerleyeceğine ve yayılacağına çok inanıyorum..